8 Eylül 2016 Perşembe

Zorba

Hep en zayıf anımda yakalar beni
bilir yalnız olduğumu, bilir bir nefese muhtaç olduğumu,
sevilmek isterim, ilgi beklerim,
ele vermek istemem kendimi, o ise çoktan çözmüştür beni;
bilir kusurlarımı, utançlarımı ve en derin yaralarımı.
Başedemeyecek kadar büyüktür acım,
çok eskilerden kalma.
Duymak istemem sesini,
derinden bakan gozlerim görmek istemez gozlerindeki
öfkeyi.
Ama o yılmaz, gelir bulur beni,
hep en zayıf anımda yakalar,
deşer bir kez daha yaralarımı, acıtır bıkmadan usanmadan canımı.
Zanneder ki acımdan, canımı acıttığından
oysa ağlarım
insanlığıma,
ağlarım zorbalığına.

Istanbul, 09.09.2016




3 Eylül 2016 Cumartesi

Yüzleşme


Yüzleşme acı veren, en gizli yaralarımla,
küçücük hissettiren, yok eden korkularımla.
Aklıma geliyor en çok yalnız kaldığımda, sığınmak istiyorum, neye ya da kime bilmiyorum.
Ait olamama duygusu, çekip gitme isteği:
bir dağın tepesindeyim, ayaklarımı vücuduma doğru çekmişim, kayalar var ve oturuyorum;
aşağıya dikmişim gözlerimi, bakıyorum, sislerle kaplı her yer.
Belli belirsiz bir hayal, kafamdaki imgelerden biri sadece bu.
Yatağımdayım, gece karanlık, ağlıyorum, korkuyorum yalnız kalmaktan, dünyada yapayalniz olmaktan, sadece kendi nefesimi duymaktan.
Çocukluğumu tutuyorum ellerimde, teselli etmek istiyorum,
sarılmak, saçlarını oksamak.
Ağlıyorum ağlıyorum ve dua etmeye başlıyorum çünkü yalniz olmak istemiyorum,
korkuyorum kendimden,
korkuyorum
kendimde kaybolmaktan.

Istanbul, 03.09.2016 

Hüzün

Bu kavram, bu duygu bir türlü peşimi bırakmıyor, senelerce aklıma gelmiyor ama bir anda ve özellikle zayıf bir anımda beni yakalıyor. Hem gü...