Televizyonda oldukça popüler bir yarışma programına gözüm takıldı. Yüz kişiye sorulmuş ve beş popüler yanıt aranıyordu; "çocuk gibi" ile başlayan eylemleri bulmaları isteniyordu yarışmacılardan. Yanıtlara dikkat ettim hep olumsuz anlamlar taşıyordu: çocuk gibi ağlamak, çocuk gibi küsmek, çocuk gibi mızıkçılık etmek, çocuk gibi inat etmek, çocuk gibi yemeğini dökmek vs. Bunları çoğaltmak mümkün, aklıma gelen bir tanesi 'çocuk gibi meraklı olmak' mesela.
Anladığım çocuk olmak değil de sanki 'çocuk gibi' olmanın eleştirilecek bir yönü bulunması. Bunu fark edince bir tuhaf hissettim, çocuk gibi olmak, çocuk gibi hareket etmek olgunlaşmamış olmanın belirtisiymiş demek ki.
Oysa çocuk gibi ağlamak, hem de içini çeke çeke, salya sümük, gibisi yok bana göre.
Çocuk gibi küsmenin nesi yanlış? Birine küsüp bunu dürüstçe göstermeyi içten içe bilenip yine de karşındakine gülmekten yeğ tutsak ne güzel olur. Ne tasa kalır içimizde, ne üzüntü, ne de sinir.
Diyelim ki bizzat haksızlığa uğradık; itiraz edip çocuk gibi mızıkçılık edebilmek kadar onurlu birşey var mı? Hele bir de bunu hiç tanımadığımız bir kişi haksızlığa uğradığında yapsak alabildiğince mızıkçılık etsek ya.
Bir kararda inatçı olmak, bir idealin peşinde koşmak, kim ne derse desin bir şeyi başarmak için sebat etmek güzel bir özellik değil mi? Sonucu iyi de olsa, kötü de olsa buna katlanacak olgunlukta değil miyiz?
Üzerine çocuk gibi yemek dökmek yemek yapanı onurlandırmaz mı?
Bu benzetmeler içinde sanırım beni en çok rahatsız eden çocuk gibi meraklı yaftalaması. Bu sözde hep bir ötekileştirme, inceden inceye bir küçümseme hissetmişimdir hep. Aslında bunun nedeni karşınızdakileri rahatsız etmenizdir sorularınızla, kimi bunalır sorulardan, kimi yanıtlarını bilmez, kimi düşünmek, kafa yormak istemez. Tepkisini de kolaya kaçarak gösterir ve 'çocuk gibi' yaftasını yapıştırır. Soru sormak, yeni şeyler öğrenmek için çocuk gibi olmak gerekiyorsa ben hiç büyümek istemiyorum.
Yaratıcılığın, keşfetmenin yolu çocuk olmak da, ee büyüdük, dünyayı da kirlettik bırakın da bari 'çocuk gibi' olalım.
Anladığım çocuk olmak değil de sanki 'çocuk gibi' olmanın eleştirilecek bir yönü bulunması. Bunu fark edince bir tuhaf hissettim, çocuk gibi olmak, çocuk gibi hareket etmek olgunlaşmamış olmanın belirtisiymiş demek ki.
Oysa çocuk gibi ağlamak, hem de içini çeke çeke, salya sümük, gibisi yok bana göre.
Çocuk gibi küsmenin nesi yanlış? Birine küsüp bunu dürüstçe göstermeyi içten içe bilenip yine de karşındakine gülmekten yeğ tutsak ne güzel olur. Ne tasa kalır içimizde, ne üzüntü, ne de sinir.
Diyelim ki bizzat haksızlığa uğradık; itiraz edip çocuk gibi mızıkçılık edebilmek kadar onurlu birşey var mı? Hele bir de bunu hiç tanımadığımız bir kişi haksızlığa uğradığında yapsak alabildiğince mızıkçılık etsek ya.
Bir kararda inatçı olmak, bir idealin peşinde koşmak, kim ne derse desin bir şeyi başarmak için sebat etmek güzel bir özellik değil mi? Sonucu iyi de olsa, kötü de olsa buna katlanacak olgunlukta değil miyiz?
Üzerine çocuk gibi yemek dökmek yemek yapanı onurlandırmaz mı?
Bu benzetmeler içinde sanırım beni en çok rahatsız eden çocuk gibi meraklı yaftalaması. Bu sözde hep bir ötekileştirme, inceden inceye bir küçümseme hissetmişimdir hep. Aslında bunun nedeni karşınızdakileri rahatsız etmenizdir sorularınızla, kimi bunalır sorulardan, kimi yanıtlarını bilmez, kimi düşünmek, kafa yormak istemez. Tepkisini de kolaya kaçarak gösterir ve 'çocuk gibi' yaftasını yapıştırır. Soru sormak, yeni şeyler öğrenmek için çocuk gibi olmak gerekiyorsa ben hiç büyümek istemiyorum.
Yaratıcılığın, keşfetmenin yolu çocuk olmak da, ee büyüdük, dünyayı da kirlettik bırakın da bari 'çocuk gibi' olalım.