3 Aralık 2016 Cumartesi

Hoşçakal Arkadaşım Dublin!

Çok sevdiğim Dublin'den ayrılma vaktim geldi artık, bu Pazartesi yani 5 Aralık öğleden sonra İstanbul'a doğru yola çıkacağım. Bunca sene bana arkadaşlık eden, sokaklarını ezbere bildiğim dostumdan ayrılıyorum. Seni hiç unutmayacağım dostum, unutmam mümkün mü zaten. Beni kabul ettin, sözümü bir kere bile kesmeden dinledin beni, gözyaşlarıma tanıklık ettin, sevinçlerime ortak oldun. Gündüzleri gipgri giyinsen de, geceleri ne yıldızlarını esirgedin benden, ne de Ay'ını.
Huysuzluğum üstümde senden ayrılacağım için, ama geleceğim yine seni görmeye.

Ben buradayken nelere tanıklık ettik seninle bir düşüneyim: iki genel seçim, iki nüfus sayımı, bir başkanlık seçimi, bir ya da iki yerel seçim, 'marriage equality' referandumu ve kabul edilişi, bir sürü noel tatili, cadılar bayramı ve St. Patrick's Day, Howth'ta yaşarken muhteşem bir kar yagışı, sayısız yağmur ve fırtına, daha az olsa da güneşli günler, bir sürü konferans, konuşma, ders.

Çok zor, güzel ve hüzünlü Dublin'im senden ayrılmak, şimdiden gözlerim dolu dolu, kendime söz verdim ayrılırken drama yaratmayacağım diye. Biliyorum gizli gizli ağlayacağım kimseler görmeden beni, sözünü de fazla etmeyeceğim, dillendirmeyeceğim seni, sırf özleminle başedebilmek için. Seni benden daha az tanımış insanları hüzünle dinleyeceğim sanki seni hiç tanımamış, sevmemiş gibi!
Seni seviyorum arkadaşım Dublin, hoşçakal!



Dublin, 03.12.2016

1 yorum:

Hüzün

Bu kavram, bu duygu bir türlü peşimi bırakmıyor, senelerce aklıma gelmiyor ama bir anda ve özellikle zayıf bir anımda beni yakalıyor. Hem gü...