12 Kasım 2016 Cumartesi

Yaşamın Derinliği

Çok değil bir kaç sene önce bu konuda yazı yazmayı aklıma getirmezdim bile, ne demek yaşamın derinliği? Ne ifade ediyor benim için?
Tarif edecek olursam delici bakışlarınızla bir şeyin ötesini görmek bu derinlik, düşünün ki asfalt bir yoldasınız ve bakışlarınoz asfaltı delip geçiyor ve şehrin altındaki karanlık dehlizlerde neler olup bitiyor görebiliyorsunuz.
Uzun yıllar seyretmek, gözlemlemek ve sonucunda ulaşılan düşünceler, hisler, tepkiler, savaşlar ve uzlaşılar kazandırıyor bu derinliği. Yaşamı ağır ağır yaşamak gerek derinlik kazanmak için ama bunun yaninda çokça da düşünmek.
Yaşamın bir akışı var, bir işleyişi, size aldırmayan ve siz olmasanız da devam edecek. Belki sonlanırken yaşamınız yanınızda sevdikleriniz olacak ve siz onların farkında bile olmayacaksiniz ya da yalnız olacaksınız ve sizi sevenlerin hasretini çekeceksiniz.
Yaşamın bir hüznü var, hep varolan ve zaman zaman ağırlığını hissettiren. Peşpeşe yaşanan hayalkırıklıklarıyla, kayıplarla öğrenilen ve kabul edilen bir hüzün bu.
Adaletsizlik hakim bu yaşamda, güçlünün ezdiği bir dünya, güzel insanların öldürüldüğü, katledildiği, ama çocukların içlerinden geldiği gibi gülebildiği.
Bilenlerin sustuğu bilmeyenlerin biteviye konuştuğu, anlam veremediğim ama hissettiği gücünü mesleğinden, oturduğu semtten ve hatta yakın arkadaşının herhangi bir başarısından alanların yaşadığı bir yer; rengarenk, siyah ve beyaz, tertemiz ve bulanık, düşüncemde özgür ama köle olduğum bir yer bu yaşam.
Yine de öyle merhametle dolar ki yüreğim kızmam kimseye, iyilik, kötülük, güçlü güçsüz birbiriyle harmanlanır ve hepsinde kendimi bulurum.



Dublin, 12.11.2016
   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hüzün

Bu kavram, bu duygu bir türlü peşimi bırakmıyor, senelerce aklıma gelmiyor ama bir anda ve özellikle zayıf bir anımda beni yakalıyor. Hem gü...