24 Mayıs 2013 Cuma

İÇKİ YASAĞI ÜZERİNE SIĞ DÜŞÜNCELER

Bu konuda çok da fikir beyan etmek istemiyordum ama yazmaya karar verdim. Bunun nedeni de sosyal medyada paylaşılan yazılar, resimler. 

Bence biz yine yanlış yerden bakıyoruz olaya ve yanlış şeyleri protesto ediyoruz. Yasağın içeriğine girmek istemiyorum çünkü esas konu bu değil. Daha önce de sigara yasağı kondu, büyük çoğunluk 'oh nefes aldık, merhaba sağlıklı yaşam' dedi ve sigara tiryakileri pek de seslerini çıkarmadı. Şimdi aynı şey içki için söz konusu. Ama nedense daha çok tepki çekti bu olay, buradan  içki zararlı değil çıkarımı yapılamaz elbette.
Aslında içki bütün ülkelerin problemi, daha çok da bireylerin, kimbilir kaç aile dağıldı bu yüzden, kaç insan yitti gitti. Yürürlüğe konan yasakların hemen hepsi Avrupa ülkelerinde uygulanan yasaklar, belli saatler içinde içki satın alamazsınız mesela, halka açık yerlerde içki içemezsiniz, yaş sınırı uygulaması vardır, ancak belli yerler içki satabilir, normal zamanda içki satan yerler yine bazı özel günlerde içki satışı yapamaz. Pek çok ülkede içkili araba kullanmanın ağır yaptırımları vardır.
İrlanda'da, örneğin, bu yasaklar mevcut, ancak tabii ki toptan yasaklanamaz. Çünkü sisteme aykırı, İrlanda devleti koskaca Guinness fabrikası kapatmaz, ekonomiye büyük darbe vurur, kendi eliyle kendi ölümünü hazırlar bir anlamda.
Benim itirazım olan konu ise ülkenin içinde bir sürü yasaklar var onlara neden bu kadar tepki göstermedik. Sesleri duyar gibiyim 'hayır gösterdik' ya da 'gösteriyoruz' diye ama durum hiç de öyle değil.
Türkiye bugünlere 10 yıl önce gelmedi, bu yarım asırdan fazladır bastırılmış seslerin dışa vurumu, daha da önemlisi intikamı.
Türbanlı 'kadın'lar üniversitelerde okuyamadı başları kapalı diye. Eğitim herkesin hakkı ama onlara bu yol kapandı. Gerekçe de laikliğin elden gittiğiydi.  Yıllarca laiklik edebiyatı dinledik, o zamanlar bu hak verilseydi onlara ne güzel olurdu. Ama verilmedi, halk halka düşman oldu. Laikliğin ölçüsü türban mıydı yani? Bu boş safsatadan başka bir değil(di). Çünkü biz kendi içimizde o kadar çok çelişki içindeyiz ki. En basit soru şu herhalde: Devletin bana verdiği nüfus cüzdanında din hanesi varsa laiklikten söz edilebilir mi? Bence edilemez. Şimdi gelelim işin retorik kısmına ben bu nüfus cüzdanını aldım, orada yazıyor 'Adı, Soyadı, Doğum yeri, Dini'. İtirazım olmadığına göre bu bilgileri kabul ediyorum.  Ee her dinde içki yasak değil mi? O zaman neyi protesto ediyorum? Ne tuhaf bir mantık değil mi? Dinimin onaylanmasını kabul ediyorum devlet tarafından, din zaten belli dayatmaları olan bir sistem. O zaman onun gereklerine göre davranmam gerek.
Ama olmaz öyle şey! Benim dinimden devlete ne, benim inancımı devlet mi belirleyecek. O zaman benim itiraz edeceğim şey içki yasağından çok daha büyük bir şey.
Bir yandan devlet yasak koyar, öte yandan içki üreticileri içki üretip satmaya devam eder. Devlet buna bir şey demez, paralar, elde edilen kârlar cebe indirilir. Ne yaman çelişki. Bu çelişkinin ortasında kalan bireyse uğraşır da uğraşır, kafa yorar. Bunalıma girer, kar peşinde koşanların oyuncağı olur. 
Bizim sorgulamamız gereken sistemdir, hükümetler gelir geçer, ama değişmeyen sistemdir. Çünkü para ve birilerinin cebine giren kârdır onların sistemini işleten. Bunu görmedikçe daha çok bunalım yaşayacağız, daha çok 'ergence' çıkışlar yapacağız.
Bu işler hep bana ile olmuyor, bana dokunmayan yılan bin yaşasınla olmuyor işte. Ben anadilimle konuşayım öteki beni ilgilendirmezle olmuyor. Olmuyor da olmuyor işte. Benim için bireyin en temel ihtiyaçları -eğitim, kendi dilini konuşma, düşüncelerini dile getirme, yazı yazma vs- devlet tarafından korunmaya alınmadığı sürece içki miçki bahane olur.    
   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hüzün

Bu kavram, bu duygu bir türlü peşimi bırakmıyor, senelerce aklıma gelmiyor ama bir anda ve özellikle zayıf bir anımda beni yakalıyor. Hem gü...